Cinsellik ve cinsel fonksiyon kadının sağlıklı ve iyi durumda olmasını sağlayan bir bütünün parçasıdır. Kadının genel sağlık durumunu değerlendirirken, cinsel işlevleri göz önünde bulundurulmalı ve gerektiğinde uygun danışmanlık hizmeti sunulmalıdır.
Toplumda cinsel kaygılar ve cinsel işlev bozuklukları sıktır. Yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, cinsel problemleri olan kadınların oranı yaklaşık %60’dır. Kadınların üçte birinde cinselliğe ilgi azalmış, %20’si cinselliğin haz vermediğini söylemekte, %15’inde ağrılı birleşme, % 50’ye varan kısmında uyarılma güçlüğü olmakta ve %25’e varan bir oranda kadın orgazm olamamaktaydı.
A.B.D’ de yaşamları boyunca her sekiz kadından biri zorla tecavüze uğrama olayıyla karşılaşmakta ve bu ülkedeki kadınların yaklaşık yarısı bazı sarkıntılık türü olaylardan söz etmektedirler. Cinsel taciz, kadınların zihinsel ve cinsel işlevlerini aynı zamanda genel sağlık ve iyi hallerini uzun süre etkisi altına alabilir.
Bu konular kendi sağlık durumları açısından çok önemli olmasına rağmen, bir çok kadın cinsel sorunlarını doktorlarına açmakta güçlük çeker ve doktorların çoğu da cinsel konuları hastaları ile tartışmaktan rahatsız olurlar. Özellikle birinci basamak sağlık hizmeti veren Aile Hekimleri belki de hastalara cinsel yaşamları ile ilgili soru sorduklarında hastanın yanlış anlamasından ve gelişen ön yargı sonucu hastalara yeteri kadar yardımcı olamayacaklarından çekindikleri için bu tür soruları bilerek sormamışlardır. Bazen de bu sorunları dinlemek bazen doktorlarda rahatsızlık uyandırabilir.
Fakat yapılan araştırmalar kadınların cinsel sorunlarıyla ilgili tıbbi yardım beklentisi içinde oldukları ve rutin jinekolojik öyküyü alırken hastaya cinsel hayatıyla ilgili bilgilerin hastaya sorulması gerektiği bugün hekimler tarafından kabul edilen bir gerçektir.